Sizin ilahınız yalnızca Allah’tır ki, O’nun dışında ilah yoktur. O, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. (Taha Suresi, 98)
Örümcek ipi kendi kalınlığındaki çelikten beş kat daha sağlamdır ve bunun yanısıra kendi uzunluğunun dört katı kadar esneyebilir.
Örümcek ipi kendi kalınlığındaki çelikten beş kat daha sağlamdır ve bunun yanısıra kendi uzunluğunun dört katı kadar esneyebilir.
Örümceklerin ağ kurmak için kendi vücutlarında ürettikleri ipeksi iplikleri kullandıkları
herkes tarafından bilinmektedir. Ancak bu ipeğin üretim aşamaları ve
genel özellikleri bilinmemektedir. Örümceklerin ürettiği ve çapı bir
milimetrenin binde birinden daha küçük olan ipek iplik, aynı
kalınlıktaki çelik telden beş kat daha sağlamdır. Bunun yanısıra kendi
uzunluğunun dört katı kadar esneyebilir. İpeğin diğer bir çarpıcı
özelliği ise son derece hafif olmasıdır. Bunu şöyle bir örnekle de
açıklayabiliriz. Dünyanın çevresi boyunca uzatılacak bir ipek ipliğin
ağırlığı sadece 320 gram gelir. “Structure and Properties of Spider Silk”, Endeavour, Ocak 1986, sayı 10, s. 42
Yukarıdaki teknik bilgileri tekrar gözden geçirmekte yarar var. İpliğin çelikten beş kat daha sağlam olması, üzerinde durmadan geçilebilecek bir konu değildir. Çünkü bilinen en sağlam malzemelerden olan çelik büyük tesislerde, birçok teknik kullanılarak elde edilen bir alaşımdır. Çelikten beş kat daha sağlam olan örümcek ipi ise büyük tesislerde üretilmez; bir böcekten salgılanır. Hemen her yerde rastlayabileceğimiz herhangi bir örümcek bu ipi üretebilir. Çelik ağır bir malzemedir bu nedenle kullanımı son derece zordur. Yüksek ısıda dev fırınlarda üretilip, kalıplarda soğutularak kullanıma hazır hale getirilir. Örümcek ipi ise son derece hafiftir. Dev fırınlarda ve kalıplarda değil örümceğin küçük vücudunda üretilir.
Yukarıdaki teknik bilgileri tekrar gözden geçirmekte yarar var. İpliğin çelikten beş kat daha sağlam olması, üzerinde durmadan geçilebilecek bir konu değildir. Çünkü bilinen en sağlam malzemelerden olan çelik büyük tesislerde, birçok teknik kullanılarak elde edilen bir alaşımdır. Çelikten beş kat daha sağlam olan örümcek ipi ise büyük tesislerde üretilmez; bir böcekten salgılanır. Hemen her yerde rastlayabileceğimiz herhangi bir örümcek bu ipi üretebilir. Çelik ağır bir malzemedir bu nedenle kullanımı son derece zordur. Yüksek ısıda dev fırınlarda üretilip, kalıplarda soğutularak kullanıma hazır hale getirilir. Örümcek ipi ise son derece hafiftir. Dev fırınlarda ve kalıplarda değil örümceğin küçük vücudunda üretilir.
Örümcek ipinin bir başka mucizevi özelliği ise çok esnek
olmasıdır. Hem sağlam hem esnek malzeme bulmak çok zordur. Örneğin
çelik halat en sağlam malzemelerden biridir. Fakat kauçuk halatlar gibi
esnek olmadıklarından zamanla deforme olurlar. Kauçuk halatlar da kolay
kolay deforme olmamalarına rağmen, yeterince dayanıklı olmadıkları için
ağır yükleri kaldıramazlar. Buna karşın, yukarıda belirtildiği gibi,
örümceğin ipliği aynı kalınlıktaki çelik telden beş kat daha sağlam,
yine aynı kalınlıktaki kauçuktan yüzde otuz daha esnektir. Teknik olarak
ifade etmek gerekirse; örümceğin halatı, kopma mukavemet değeri ve
kopma öncesindeki uzama oranı bakımından eşi benzeri olmayan bir
malzemedir.
Örümcek hakkında son birkaç on yılda yapılan
araştırmalar sayesinde öğrenilen bu bilgiler birçok soruyu beraberinde
getirmiştir. Örneğin; eğer çelik ve kauçuk halatlar insanoğlunun
yüzyıllarca edindiği bilgi birikimiyle yapılıyorsa, bunlardan çok daha
üstün olan örümcek ipi hangi bilgi ile yapılıyor? Nasıl olup da
insanoğlu bunun formülünü tam olarak keşfedip uygulamaya geçiremiyor?
Örümcek ipliğini bu kadar üstün yapan nedir? Bunun cevabı ipeğin
yapısında gizlidir. Kimyasal madde üreten uluslararası şirketlerin
yaptırdığı özel araştırmalar sonucunda, örümcek ipliğinin yapısı tamamen
olmasa da kısmen çözülmüştür.
İPEĞİN YAPISI|
“Kurt örümceği” yumurtaları için eşsiz bir koza hazırlar. Bu koza sert yüzeyiyle yumurtaları dış tehlikelerden korur. Yumuşak ipekle kaplı iç yüzey ise maksimum konfor sağlar. Örümcek yumurtalarını kesenin tepesindeki delikten içeri bırakır. (üstte) Daha sonra bu deliği de kapatır ve yumurtalar mükemmel bir zırha sahip olurlar. Oklahoma’da yaşayan bir cins ise kendisi için kundaklar yapar. Bir yaprak bulup ağına taşır. Bu yaprağı kıvırarak uçlarını salgıladığı özel bir ipekle birbirine tutturur. (yanda) Yuvanın konforunu sağlamak için, iç duvarını da ipekle kaplar. |
Örümceklerin yaptıkları ipek, bilinen doğal ya da
sentetik liflerden çok daha güçlüdür. Bunu keşfeden bilim adamları
örümceğin nasıl bir sistemle bunu yaptığını keşfetmek için çalışmalar
başlatmışlardır. Önceleri bunun ipekböceğinden ipek alınması kadar kolay
olabileceğini düşünmelerine rağmen bir süre sonra yanıldıklarını
anlamışlardır. Danimarka’daki Aarhus Universitesi’nden evrimci zoolog
Fritz Vollrath örümcekler üzerinde yaptığı araştırmaların sonucunda
örümceklerin ürettikleri ipeğin, onlardan direkt olarak alınarak
yapılmasının mümkün olmadığını görmüştür.
Bu durumda bilim adamları alternatif olarak “yapay
örümcek ipeği üretimi” fikriyle ortaya çıkmışlardır. Ancak öncelikle
araştırmacıların, örümceğin nasıl ipek ürettiğini bulabilmeleri
gerekmektedir ki bu oldukça uzun yıllar almıştır. Zoolog Vollrath, son
dönemlerde yaptığı çalışmalar neticesinde bu yöntemin önemli bir
bölümünü keşfetmiştir. Örümceklerin uyguladığı metod, naylon gibi
sentetiklerin yapımında uygulanan yönteme benziyordu. Örümcekler
ipeklerini, asitleyerek sertleştiriyorlardı.
Çalışmalarını, Araneus diadematus adı verilen
bahçe örümceği üzerinde yoğunlaştıran Vollrath, ipek örümcekten çıkmadan
önce, ipeğin oluşturduğu boruyu inceledi. İpek, bu kanala girmeden
önce, sıvı proteinlerden oluşuyordu. Kanalın içinde özel hücreler, ipek
proteinlerindeki suyu kendilerine çekiyorlardı. Hidrojen atomları ise
diğer bir kanalda pompalanan suyu alıyorlar ve bir asit havuzu
oluşturuyorlardı. İpek proteinleri asit ile biraraya geldiğinde,
birinden diğerine bir köprü oluşturuyor ve bu şekilde son derece
kuvvetli bir ipek oluşuyordu. Ancak elbette ki ipeklerin oluşumu bu
anlatımdaki kadar basit değildir. Bir ipeğin ortaya çıkabilmesi için
çeşitli maddelere ve farklı özelliklerdeki keselere ihtiyaç vardır. Discover, Ekim 1998, s.34
Örümcek ipliklerinin hammaddesi, örgülü helezonik amino asit zincirlerinden oluşan “keratin” adlı proteindir.
(E. Solomon, L. R. Berg, D. W. Martin, C. Villee, International Edition
Biology, s. 634 ) Bu madde insanların saçlarında, vücut tüylerinde ve
hayvanların boynuzlarında da bulunur. Örümcek ipliğinin temel
hammaddesini oluşturan bütün proteinler, çeşitli avların sindirilmesi
ile elde edilen amino asitlerin sentezlenmesinden elde edilirler. Öyle
ki örümcekler, kendi ağlarını tekrar yiyip sindirerek dahi, yeni ağ
üretimi için gerekli olan proteinleri vücutlarında üretebilirler.
Örümceklerin kuyruklarında altı bölümden oluşan ve ipek
kesesi denilen bir bölge vardır. Keselerin her birinde farklı salgılar
üretilir. Bu keselerin salgıları değişik kombinasyonlarda birleşerek,
farklı türdeki ipek iplikleri meydana getirir. Keseler arasında büyük
bir uyum vardır. İpeklerin üretimi sırasında örümceğin vücudunda bulunan
son derece gelişmiş özelliklere sahip pompalar, vana ve basınç
sistemleri kullanılır. Üretilen ham ipek, musluk gibi çalışan
memeciklerden lif şeklinde dışarı akıtılır. Örümcek bu memeciklerin
püskürtme basıncını dilediği şekilde değiştirebilir. Bu son derece
önemli bir özelliktir. Çünkü bu işlem sayesinde sıvı keratini oluşturan
moleküllerin yapısı da değişmiş olur. Valfler üzerindeki kontrol
mekanizması sayesinde, iplik üretilirken ipliğin çapı, direnci ve
elastikiyeti de değiştirilebilir. Böylece ipeğin kimyasal yapısı
değiştirilmeden ipliğe istenilen fiziksel özellikler kazandırılır. Eğer
iplik üzerinde daha köklü bir değişim isteniyorsa bir başka bezin
kullanımına geçilmesi gerekmektedir. Salgılanan farklı özelliklere sahip
iplikçikler arka ayakların mükemmel kullanımı sayesinde istenilen
doğrultuya yönlendirilir.
|
|
Altı farklı keseden salgılanan maddelerin karışım
oranları da çok önemlidir. Örneğin yapışkan iplik üretilirken,
yapışkanlık özelliği veren maddenin az kullanılması durumunda ağ, böcek
yakalama özelliğini kaybedecektir. Çok kullanılması durumunda ise ağın
kullanılabilme özelliği azalacaktır. Bu ipeğin işe yarayabilir bir ipek
olması için, diğer beş salgı bezinin de aynı dengede çalışması şarttır.
Bütün bu işlemlerin başarıyla tamamlanması sonucunda her
biri farklı özelliklere sahip olan ve farklı işlevleri olan örümcek
ipekleri ortaya çıkar. İpek iplikleri o kadar sağlamdır ki zoolog
Vollrath örümcek ipeğinin kuvvetini “Örümceğin ipeği, Kevlar’dan çok
daha kuvvetli ve çok daha elastikidir. Kevlar, bilindiği gibi, insan
yapımı en güçlü sentetiktir.” (Discover, Ekim 1998, s.34 )sözleriyle ifade etmektedir:
Örümcek ipeklerinin üstün özellikleri bu kadarla da
kalmamaktadır. Sağlamlığı nedeniyle kurşun geçirmez yeleklerin yapımında
kullanılan bir tür plastik olan Kevlar’dan farklı olarak örümcek ipeği
yeniden işlenilip tekrar tekrar kullanılabilir.
|
İPLİKÇİKLER MİKROSKOP ALTINDA…
|
|
Her örümcek, farklı işlevler için farklı niteliklere sahip iplikler üretir. Diatematus isimli örümcek, farklı amino asit kompozisyonlarına sahip iplikler kullanan örümceklerdendir. Bu örümcek karnındaki salgı bezlerini kullanarak yedi farklı tipte ipek üretebilir. Çelikten daha sağlam, kauçuktan daha esnek dünyanın en mükemmel malzemesi olan iplikler, bir örümceğin gövdesinde üretilmektedir. Bu Allah’ın sanatıdır. Allah herşeyi eksiksiz yaratan, her türlü yaratmadan haberdar olandır. 1.FLAGELLIFORM GLANCE, 2. AGGREGATE GLAND, 3. CYLINDIRICAL GLAND, 4. MINOR AMPULLATE GLAND, 5. TOUGH OUTER SILK OF EGG SAC, 6. PIRIFORM GLAND, 7. MAJOR AMPULLATE GLAND, 8. ACINIFORM GLAND, 9. AUXILIARY SPIRAL, 10. DRAGLINE, 11. STRUCTURAL SILK, 12. CEMENT FOR JOINTS AND ATTACHMENTS, 13. SOFT INNER SILK OF EGG SAC, AQUEOUS COATING, 15. CORE FIBERS OF CAPTURE SPIRAL |
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, çelikten daha
sağlam, kauçuktan daha esnek olan dünyanın en mükemmel malzemesinin, bir
örümceğin gövdesinde üretilmiş olmasıdır. En büyük tekstil fabrikaları,
en gelişmiş dokuma tezgahları, moleküler araştırmalar yapan, en son
teknolojilerle donatılmış kimya laboratuvarları bile örümcek ipliğinin
tam benzerini üretmeyi başaramamışlardır. Peki bir örümcek bu benzersiz
kimyasal yapıyı nasıl tasarlamıştır?
Tasarladıktan sonra üretim için gerekli olan
hammaddelerin kaynağını nasıl tespit etmiş, gerekli olan altı farklı
temel maddenin üretimini nasıl gerçekleştirmiştir? Bu maddelerin karışım
oranlarını hangi ölçüm aletlerini kullanarak tespit etmiştir? Karışımı
yapacağı eş zamanlı, basınç kontrollü kesecikleri kendisi mi dizayn
etmiştir? Bu dizaynı yaptıktan sonra laboratuvara benzer bir yapıyı,
kendi vücudunda kendi isteğiyle mi inşa etmiştir?
Kuşkusuz bütün bu kusursuz özelliklerin evrimcilerin
iddia ettikleri gibi tesadüfler sonucunda oluşması mümkün değildir.
Örümcek kendi vücudunda yeni bir sistem üretemez. Nelere ihtiyacı
olacağını önceden belirleyip buna göre bir tasarım yaparak bunu vücuduna
yerleştirmesi mümkün değildir. Böyle bir düşünce hem bilimsellikten hem
de mantık ölçülerinden de uzaklaşmak olacaktır.
Her biri diğerinden farklı özelliklere sahip iplikler üreten
(The Guinness Encyclopedia of the Living World, Guinnes Publishing, s.
69 ) böyle bir sistemin kendi kendine ortaya çıkması ise kesinlikle
mümkün değildir. Böyle bir iddiada bulunmak bir hezeyandan öteye
gidemez. Elbette ki gökleri ve yeri yaratan Allah, örümceği de bu
muhteşem sistemle birlikte yaratmıştır. Allah herşeyi eksiksiz yaratan,
her türlü yaratmadan haberdar olandır. Allah’ın kusursuz yaratmasındaki
düzen ve ölçü bir ayette şöyle bildirilmektedir:
…O’na mülkünde ortak yoktur, herşeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir. (Furkan Suresi, 2)
KULLANIM AMACINA UYGUN ÜRETİLEN İPLİKLER
Örümceklerin ağlarını örerken birden fazla iplik türü
kullandıkları genelde bilinmez. Oysa örümcekler farklı amaçlar için
vücutlarında farklı iplikler üretirler. Örümceklerin yaşamı
düşünüldüğünde bunun ne kadar önemli bir özellik olduğu hemen
anlaşılmaktadır. Çünkü örümceğin üzerinde dolaştığı ipliğin özelliği ile
avını yakalamak için ya da sıkıca sarabilmek için kullandığı ipliklerin
birbirinden farklı olması şarttır. Örneğin örümceğin üzerinde yürüdüğü
iplik, avını yakalarken kullandığı iplik gibi yapışkan olsa, örümcek ağa
yapışıp kalacak ve dolayısıyla da bu onun ölümüne neden olacaktır.
Bunu bir örnek üzerinde görelim. Bir bahçe örümceği ağını kurarken,
dört-beş farklı özellikte ip kullanır. Bunların içinde örümceğin bir
asansör gibi inip çıktığı ve köprü gibi kullandığı tutunma iplikleri,
örümcek ağının iskeletini oluşturan temel ağ iplikleri, avın
yakalanmasını sağlayan yapışkan iplikler, ağdaki iplikleri birbirine
bağlayan birleştirme iplikleri vardır. Bundan başka yakalanan avı sarıp
sarmalamaya yarayan sarma şeritleri, örümceğin evini oluşturan koza
iplikleri, ayrıca yumurta keselerini oluşturan kese iplikleri ve yavru
örümcekleri dış tehlikelerden koruyan ipek iplikleri de bu örümceğin
imal ettiği değişik tipteki ipliklerdendir.Bu ipek iplikler, hem esneklik hem de sağlamlık bakımından farklı özelliklerde oldukları gibi, kalınlık ve yapışkanlık bakımından da farklılıklar gösterirler. Örneğin, örümceğin yaşantısında büyük rol oynayan tutunma ipi, yapışkan özellik taşımamasına rağmen, sağlam ve esnek bir yapıya sahiptir. Örümceğin ağırlığının iki-üç katı ağırlığı rahatlıkla taşıyabilir. Beraberinde yakalamış olduğu avını da birlikte taşıyan örümcek, bu ipler sayesinde güvenle yukarı aşağı hareket eder.
Görüldüğü gibi örümceğin yaşayabilmek için çok farklı iplikleri üretmesi ve üstelik bu farklı ipliklerin her birini doğru yerlerde kullanabilmesi gerekmektedir. Bunlardan tek birinin olmaması dahi örümcek için ölümcül olacaktır.
Bir örümceğin bu özelliklerin tümüne birden sahip olmadan hayatta kalması mümkün değildir. Mükemmel ağlar örebilen, üstün mimari tasarımlar yapan ama ağına yapışkanlık özelliği veremeyen bir örümcek düşünün. Bu durumda örümceğin ağı hiçbir işe yaramayacaktır. Evrim sürecinin kendisine yapışkan ağ örmeyi binlerce yıl öğretmesini beklemesi gibi bir durum söz konusu bile değildir, çünkü bu durumda örümcek birkaç gün içinde ölecektir. Ya da her çeşit iplik üretebilen fakat ağ kurmayı bilmeyen bir örümcek düşünün. Elbette ki örümceğin ürettiği iplikler hiçbir işe yaramayacak ve örümcek yine ölecektir. Bütün iplikleri üretebilse fakat yumurtalarını koruduğu kese ipliklerini üretemese bu defa da örümcek neslinin soyu tükenecektir. Görüldüğü gibi örümceklerin evrimcilerin iddia ettikleri gibi, sahip oldukları özellikleri zamanla kazanmak için bekleyecek vakitleri yoktur.
Örümceklerin sahip oldukları özelliklerin hiçbir parçası evrim teorisinin iddia ettiği gibi aşama aşama ortaya çıkmış olamaz. Dünya üzerindeki ilk örümcekten itibaren tüm örümcekler eksiksiz bir şekilde var olmak zorundadırlar. Bütün bunlar örümceklerin bir anda ortaya çıktıklarını yani onları Allah’ın yarattığının delillerindendir. Allah örümceklerdeki üstün yaratılış mucizesi ile bizlere sonsuz gücünü ve benzersiz ilmini göstermektedir.
İPEK İPLİĞİN ESNEKLİĞİ
İplik, örümceğin kullanım amacına göre farklı özellikler
gösterir. Örneğin yapışkan ipek, tutunma ipinin ipeğini yapan salgı
bezlerinden farklı bezlerde üretilir, daha ince ve daha esnektir. Kimi
durumlarda %500-600 oranında esneyebilir. Bunun nedeni ipeği oluşturan
yan zincir amino asitlerinin düzenli bir kristal yapı içerisinde
sıralanmalarıdır. Bu kristaller, beta örgülü tabakalara bağlı olmayan,
amino asitlerden oluşmuş kauçuk benzeri bir maddeyle kaplanırlar. Yüksek
bir entropiye sahip bu maddeler, ipeğe kauçuktaki gibi olağanüstü bir
esneklik verirler. Yapışkan ipliğin esnekliği, uçan böceklerin yavaşça
durdurulabilmelerini sağlar. Böylelikle ağın kopma olasılığı düşmüş
olur. Kullanılan zamk ise daha farklı özelliklere sahip salgı bezleri
grubunda üretilir. Bu madde o kadar yapışkandır ki, böcekler bu ağlara
yakalandıklarında asla kurtulamazlar.
ÖRÜMCEKLERİN İPLİKLERİ ÇELİKTEN SAĞLAMDIRAğları çok sağlam olduğu için yerliler Altın ağ örümceğinin iplerini balık avlamak için misina olarak kullanırlar. Altın ağ örümceği adını, ürettiği altın sarısı ipliklerden alır. Ağın sarı rengi çiçek arayan arıları ve böcekleri kandırarak tuzağa düşmelerini sağlar. |
Örümcek ipliğine çelikten sağlam olma özelliğini
kazandıran proteinlerden en önemlisi “skleroprotein”dir. Örümcek bu
maddeyi arka bacaklarının uç kısımlarındaki iplik yerlerinden elde eder.
Bu protein sayesinde üretilen iplik son derece sağlamdır.
(Discover, Ekim 1998, s.34 )Öyle ki elli metre genişliğinde bir ağı
örebilecek büyüklükte bir örümcek olsaydı, bu ağ ile bir uçağın
durdurabileceğini söylemek mümkün olurdu.
İpliğin sağlamlığını atomik yapısı sağlar. İplik serbest
haldeyken onu oluşturan atomlar düzensiz bir haldedir. Bu durum ipliğin
gerilmesine imkan tanır. Ancak iplik gerildikçe bünyesindeki atomlar
düzenli bir hal alırlar. Serbest bırakıldıklarında ise tekrar eski
hallerine dönerler.
Herhangi bir ipi fazlaca gerdiğimizde genellikle ip
birdenbire kopar. Bunun nedeni ipin yüzeyinde oluşan çatlakların hızla
büyümesidir. Çatlamanın hızla gerçekleşmesinin nedeni ise, ipe etkiyen
kuvvetlerin, herhangi bir karşı kuvvet olmadığı için çatlağın etrafında
yoğunlaşmalarıdır. Oysa örümcek ipini oluşturan (kauçuk matristeki)
kristalize yapı, çatlamayı oluşturan kuvvetleri zayıflatarak, bunları
bölen birer engel oluşturur. Bu da ipliği dayanıklı kılar.
Gerilim altındaki bir malzeme için küçük bir yüzey
hasarı bile oldukça tehlikelidir. Fakat bu risk örümcek ipliğinde alınan
bir tedbirle önlenmiştir. Bahçe örümceği ipliği üretirken, aynı anda
üzerini sıvı bir madde ile kaplar, böylece iplikte meydana gelebilecek
çatlamalar baştan önlenmiş olur. Örümceklerin milyonlarca yıldır
uyguladıkları bu yöntem günümüzde çok büyük yük taşıyan ve çok sağlam
olması gereken endüstriyel kablolarda kullanılmaktadır.
Resimde ipek üzerinde oluşan yüzey damlacıkları görülmektedir. |
Şu ana kadar geçen açıklamalar mevcut mucizevi bir
yapının teknik açıklamalarıdır. Öyleyse burada biraz düşünmek gerekir.
Bu teknik izahların ardında yatan gerçek nedir? Örümceğin ne
proteinlerden, ne de atomun kristal yapılarından haberi olmadığı
açıktır. Kimya, fizik veya mühendislik dallarıyla herhangi bir ilgisi de
yoktur. O, düşünme yeteneği olmayan bir böcektir. Sahip olduğu
özellikler ise hiçbir şekilde tesadüfle açıklanamayacak kadar
komplekstir. Peki o zaman bütün bu hesapları, planlamaları yapan kimdir?
Örümceğin ağı, ipliği, avlanması ve yaşamı detaylı şekilde incelendikçe
karşımıza çıkan kusursuz teknik yapının kendi kendine oluşmasının
mümkün olmadığı hemen görülmektedir.
Herhangi bir kuytu köşede veya bahçede otların arasında
her an görebileceğiniz bir örümcek, sahip olduğu kimya, fizik ve mimari
konularındaki bilgi birikimiyle Allah’ın yaratma sanatının apaçık
delillerinden biridir. Allah bu canlıda sonsuz ilmini, yaratmadaki
sınırsız gücünü bizlere göstermektedir. Örümceğe tüm davranışlarını
ilham eden Allah’tır. Allah ayetlerde bu gerçeği şöyle bildirmektedir:
Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih
etmiştir. O, üstün ve güçlü (aziz) olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Diriltir ve öldürür. O, herşeye güç
yetirendir. (Hadid Suresi, 1-2)
BAHÇE ÖRÜMCEKLERİNİN ŞAŞIRTICI AĞ KURMA TEKNİKLERİ
Bahçe örümcekleri yuvalarını sağlamlaştırmak için
“şakül” kullanırlar. Örümcek ağlarında dışarıdan çevrelenen iplikçik, 4
ile 6 adet tutunma noktasında sağlam hale getirilir ve böceğin uçuşu
için dikey olarak asılır. Bundan başka örümcekler ağlarını, dışarıdan
çerçeveleyen iplikçiğin alt ortasından kısa saplı bir ipliğe bağlı bir
ağırlıkla gergin hale getirirler. Bu ağırlık havada sallanarak ağı
sağlam hale getiren bir taş parçası, bir ağaç parçası ya da bir
salyangoz kabuğu olabilir. Bilim adamları ağa asılı durumda bulunan
ağırlığı hafifçe yukarıya kaldırdıklarında ve tekrar serbest
sallanmasını engellediklerinde, yuvasında beklemekte olan örümceğin
hemen geldiğini ve şakülü kontrol ettiğini, daha sonra da ağırlığın
tekrar havada serbest olarak sallanabilmesi için örümceğin ipliği
kısalttığını gözlemlemişlerdir. Gözlemlerinden çıkardıkları sonuç bütün
bu hareketlerin örümcek tarafından ağın sağlamlaştırılması için amaçlı
olarak yapıldığıdır. Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı 342, Mayıs 1996 s.100
DÜNYANIN EN AMANSIZ TUZAĞI
Örümcek ağına takılan bir av için yapacak fazla bir şey
yoktur. Kurulan tuzak o kadar ustalıkla hazırlanmıştır ki, kurban
çırpındıkça ağ esnekliğini kaybederek, avı daha sıkı sarar. Kurban biraz
zaman geçip tamamen güçsüz
düştükçe,
ağ da ilk haline göre giderek daha sağlam ve sert bir hale gelir.
Böylece bir köşede hayvanın umutsuzca çırpınmasını izleyen örümcek,
sonunda tamamen bitkin düşmüş, kapana kısılmış avını rahatça
öldürebilir.
Bir kurban ağa takıldığında olması beklenen; böcek
çırpındıkça ağın deforme olması ve kısa sürede hayvanın tuzaktan
kurtulmasıdır. Fakat bunun tam tersi gerçekleşir ve ağ katılaşarak
böceği tamamen hareketsiz bırakır. Nasıl olup da bir ağ, yakalanan
kurban çırpındıkça daha sağlam bir hale gelmektedir?
Bunun cevabı ipeğin yapısı incelendiğinde
verilebilmektedir. Örümceğin yakalama ipeği havadaki nemin de etkisiyle
yeni bir yapıya dönüşmektedir. Bu değişim şöyle gerçekleşir:
Bahçe örümceğinin spirali oldukça yapışkan bir sıvıyla kaplı bir çift elyafın bileşiminden oluşur. Bu yapışkan sıvı temel elyafların üretildiği bezlerden farklı bir bezde üretilir. Örümceğin salgı bezlerinden dışarı çıkan iplik lifleri, bu yapışkan madde ile sürekli olarak ince bir film şeklinde kaplanırlar. Bu kaplama maddesinin yapışkanlığı, içerdiği glikoproteinlerden kaynaklanır. Ayrıca %80′i de son derece kolay bulunan sudan oluşmaktadır. Science et Vie, Ocak 1999, No.976, s.30
Bahçe örümceğinin spirali oldukça yapışkan bir sıvıyla kaplı bir çift elyafın bileşiminden oluşur. Bu yapışkan sıvı temel elyafların üretildiği bezlerden farklı bir bezde üretilir. Örümceğin salgı bezlerinden dışarı çıkan iplik lifleri, bu yapışkan madde ile sürekli olarak ince bir film şeklinde kaplanırlar. Bu kaplama maddesinin yapışkanlığı, içerdiği glikoproteinlerden kaynaklanır. Ayrıca %80′i de son derece kolay bulunan sudan oluşmaktadır. Science et Vie, Ocak 1999, No.976, s.30
Atmosferdeki suyu alan yapışkan sıvı küçük damlacıklara
ayrılır ve bu damlacıklar ipin üzerinde boncuklar gibi sıralanırlar.
Hızlı aralıklarla yapışkan ipeği büzmek ve germek, damlacıkların
içerisinde kalan lifleri birer yay veya çıkrık gibi kurar ve çözer. Bu
sayede ipi oluşturan çekirdek lifleri, üzerindeki kaplama sıvısı ile
birlikte gerilim altında kalır. Böylece çırpınan bir böceğin enerjisi
yalnızca ipin kendisi tarafından değil, ipi kaplayan proteinlerle
birlikte bütün sistem tarafından emilir.
Çekirdek liflerinin elastikiyeti ısıya bağlıdır. Avın
kinetik enerjisi ısıya çevrildiğinden entropi artar, iplik ısınır. Bu da
çekirdek liflerinin daha kuvvetli olmalarını sağlar. Avın emilen
enerjisi yakalama kapasitesini artırır. Kısaca ağa yakalanan avın
hayatta kalabilmek için yaptığı son çırpınışları kendi sonunu hazırlar.
Avın son enerjisi, ağın sağlamlığının artırılması için kullanılır. Ağ,
hayvanı tamamen hareketsiz bırakana kadar sertleşir. Bu özellikleri
yüzünden örümcek ağı doğada bulunan en acımasız tuzaktır.
Akla diğer ipek ipliklerinde de bu özelliğin mevcut olup
olmadığı sorusu gelmiş olabilir. Eğer böyle olsaydı ne olurdu? Örneğin
taşıma ipliklerinde de aynı esneklik olsa ne olurdu. Elbette ki
örümceğin avını ya da kendini taşıması oldukça zor olurdu. Nitekim ağın
iskeletini oluşturan taşıma iplikleri, yakalama ipliklerinin aksine
başka bir kaplama maddesi ile kaplanarak suya karşı korunmuştur. Çünkü
taşıma ipliklerinin, yapışkan iplikler gibi esnek olması gerekli
değildir.
Görüldüğü gibi örümcek, değişik görev ve yapıdaki ipliklerin her birine şartların ve o anda yapacağı işin gerektirdiği şekilde farklı maddelerle kaplama yapmaktadır. Peki örümcek bu kaplamaların fiziksel ve kimyasal etkilerini nereden bilmektedir? Örümceğin eğitim aldığı ya da tecrübe ile bunu edindiği ya da tesadüfen bunları keşfettiği gibi bir iddiada bulunmak elbette ki akılcı ve sağduyulu bir iddia olmayacaktır.
Görüldüğü gibi örümcek, değişik görev ve yapıdaki ipliklerin her birine şartların ve o anda yapacağı işin gerektirdiği şekilde farklı maddelerle kaplama yapmaktadır. Peki örümcek bu kaplamaların fiziksel ve kimyasal etkilerini nereden bilmektedir? Örümceğin eğitim aldığı ya da tecrübe ile bunu edindiği ya da tesadüfen bunları keşfettiği gibi bir iddiada bulunmak elbette ki akılcı ve sağduyulu bir iddia olmayacaktır.
Bu noktada biraz düşünmek doğru cevabın bulunması için
yeterlidir. Örümceğin bütün bu planlamayı yapabilmesi için yukarıda
anlattığımız moleküler düzenlemeleri, kinetik enerjiyi ve ısıyı
plastikleşmeye çevirecek kimyasal mekanizmaları vs. öğrenmesi gerekir.
Bütün bunları öğrendikten sonra da bu üretime karar vermiş olmalıdır.
Karar verdikten sonra ise kendi vücudunda bazı yapısal değişiklikleri
gerçekleştirip, bu ürünleri üretecek sistemleri vücudunda
oluşturmalıdır.
Bu elbette ki hayali bir senaryodur. Görüldüğü gibi örümceklerdeki
mükemmel vücut tasarımını ve bilinçli davranışları herhangi bir etki,
doğa olayı ya da başka herhangi bir gücün etkisi ile açıklamak mümkün
değildir. Örümceğin tüm bunları kendi kendine yapamayacağı da akıl
sahibi her insan tarafından görülebilecek bir gerçektir. Zaman içinde
değişimlerle ya da başka herhangi bir evrimsel süreçle örümceklerin
bilinçli davranışlarını ve vücut yapılarını açıklamak elbette ki mümkün
değildir.
Doğadaki tüm canlıların örümcektekilere benzer hatta çok
daha detaylı özellikleri vardır. Herhangi birini incelemek dahi bu
canlılardaki apaçık tasarımı görmek için yeterli olacaktır. Hepsine
hakim olan bir gücün varlığı apaçık ortadadır. Gerek vücut tasarımları,
gerekse davranışları bu canlıların bir Yaratıcı yani Allah tarafından
yaratıldığını açıkça kanıtlamaktadır. Bunu anlayabilmek için sadece akıl
kullanarak düşünmek yeterlidir. Tüm alemlerin Rabbi olan Allah; “Eğer aklınızı kullanabiliyorsanız, O doğunun da, batının da ve bunlar arasında olan herşeyin de Rabbi’dir…” (Şuara Suresi, 28) ayetiyle bu gerçeği insanlara bildirmiştir.
ÖRÜMCEĞİN İPEĞİ VE SAVUNMA SANAYİ
Bir malzemenin sağlamlığı ve esnekliği, endüstriyel
alanda büyük önem teşkil eder. Sağlamlık kullanım alanının genişliğini,
esneklikse kullanım kolaylığını artırır. Sağlamlık ve esneklik açısından
yeryüzünde bulunan, en ideal malzeme örümcek ipliğidir. Bu yüzden
araştırmacılar yirminci yüzyılın son çeyreğinde çalışmalarını örümcek
ipliği üzerinde yoğunlaştırmışlardır. Buna karşın örümcek ipliğinin
ancak daha az kalitede bir benzeri, kimyasal yollardan üretilebilmiştir.
Kısaca günümüz teknolojisi, bütün imkan ve araştırmalara rağmen,
örümceğin ürettiği iplikle eşdeğer özellikte bir iplik üretememektedir.
Örümcek ipeği, genelde “glisin, alanin, serine ve
trosin” amino asitlerinden oluşmuş bir proteindir. Du Pont firması,
örümcek ipeğinin kimyasal formülünden yola çıkarak, ipeği oluşturan
moleküllerin diziliş sıralarını belirleyerek, yapay yoldan çeşitli
lifler üretmiştir. Bu sentetik polimerin her makro molekülü, binlerce
molekül zincirlerini oluşturan, karbon, oksijen, nitrojen ve hidrojen
atomlarından oluşmaktadır. “Kevlar” adı verilen bu ürün, bugüne kadar
yapay olarak üretilmiş organik elyafların en gelişmişidir. Sağlamlık ve
esnekliğiyle de, örümcek ipliğinin üstün fiziksel özelliklerine en
yaklaşan yapay elyaf Kevlar elyafı olmuştur.
Kevlar, oto emniyet kemerleri ve çeşitli koruyucu
giysilerle insanların sağlığını korumak ve güvenliğini sağlamak için
kullanılmaktadır. Ayrıca uçak ve gemi sanayinin dış yapı malzemelerinde,
lif optik ve elektro-mekanik kabloların üretiminde, ip ve halat
sanayinde, çeşitli spor aletlerinde oldukça fazla derecede kullanılan
önemli bir malzemedir.
Kevlar elyafı “poli-parafenilen tereftalamid” maddesinden oluşur. Uzun molekül zincirleri içeren bu elyaf türü yapısı nedeniyle eğrilerek iplik haline getirilmeye uygundur. Dayanıklılık ve hafiflik özellikleri, bu malzemenin sanayinin birçok sektöründe kullanılmasını sağlamıştır.
Kevlar elyafı “poli-parafenilen tereftalamid” maddesinden oluşur. Uzun molekül zincirleri içeren bu elyaf türü yapısı nedeniyle eğrilerek iplik haline getirilmeye uygundur. Dayanıklılık ve hafiflik özellikleri, bu malzemenin sanayinin birçok sektöründe kullanılmasını sağlamıştır.
Kevlar’ın, yüzyılımızdaki en önemli kullanım
alanlarından birisi de savunma sanayi olmuştur. Daha önceleri çelikten
üretilen kurşun geçirmez yelekler, günümüzde görünüm bakımından, normal
kumaşlardan farklı olmayan, Kevlar iplikten dokunmuş kumaştan
üretilmektedir. Çünkü Kevlar, darbeleri emme özelliği sayesinde kurşunun
vuruş şiddetini azaltır. Bu teknoloji açısından son derece önemli bir
gelişmedir aynı zamanda çok faydalı bir buluştur. Ancak bütün bu üstün
özelliklerine rağmen Kevlar elyafı örümcek ipeğinin ancak üçte biri
kadarlık bir oranda darbeleri emme özelliğine sahiptir.
Bir örümceğin ürettiği ipliğin daha az gelişmiş bir
benzerinin günümüz teknolojisine sahip tesislerde uzun süren çalışmalar
sonucunda üretilebiliyor olmasında düşünebilen kişiler için elbette ki
önemli sonuçlar ve ibretler vardır. Bu karşılaştırma Allah’ın canlıları
benzersiz bir yaratılışla yarattığını gösteren delillerden biridir.
İPEK İPLİKLERİN İNSAN YAŞAMINDAKİ YERİ
Örümcek ipliklerinin kimyasının anlaşılması için yapılan
araştırmalar sırasında iplikler, örümceklerden özel makineler sayesinde
sağılır. Böylece örümceklere zarar vermeden hayvan başına günde 320
metre ipek (yaklaşık 3 miligram) elde edilebilmektedir.
Bu yolla elde edilen ipliklerin kullanıldığı yani
örümceklerin insanlığa hizmet ettiği bir başka alan da tıptır. ABD’deki
Wyoming Üniversitesi farmakologları, “Nephile” türü örümceğin ağ
ipliklerini, çok hassas bazı cerrahi operasyonlarda, özellikle tendon ve
eklem müdahalelerinde ameliyat ipliği olarak kullanmaktadırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder