XNA ismindeki sentetik DNA, evrime delil olarak çeşitli haber sitelerinde yutturulmaya çalışılmakta.
1] Evrimciler, DNA’nın kendi kendine tesadüfler ve mutasyonlar sonucu
doğal seçilim yolu ile oluştuğunu söyler. XNA ise, tesadüfen
oluşmamıştır. Laboratuarda eğitimli ve şuurlu bilim adamlarınca
üretilmiştir.
2] Bilim adamlarının XNA’yı üretmek için önce 6 farklı molekül
üretmeleri gerekmiştir. Bu 6 farklı molekülün her birini doğru şekilde
üretmek için ise, yüzlerce deneme yanılma yapmışlardır. Evrim teorisine
göre, ilk deneme başarısızsa işlem devam etmez. Çünkü işlevliği olmayan
birşey, kaydedilemediğinden veri silinir ve o işlem daha tamamlanmadan
biter. Kontrollü bir laboratuar ortamında bile deneme yanılma olmaksızın
oluşturulamayan bir molekül, doğa şartlarında kendi kendine asla
meydana gelemez.
3] Üretilen XNA, DNA ile benzer işlevlere sahip olabilir. Ama bu
durum evrime delil teşkil etmez.Bir Shakespeare eserini alıp yüzlerce
hatta binlerce fotokopisini çektiğimizi ve bunları ciltlediğimizi
varsayalım. Alıp okuduğumuzda içindeki bilgi, orjinal eserinki ile aynı
olacaktır. Ama eseri yazan biz değil; Shakespeare’dir. Bugün bilim
adamları, doğadaki teknolojilerin bir çoğunu taklit etmektedir.Ancak
taklit etmek; evrimi değil yanlızca doğadaki tasarımların ne kadar
mükemmel bir şekilde yaratıldığını kanıtlar. Çünkü, taklit etmek için
taklit edeceğiniz ve model alacağınız tasarımın, en iyi tasarım olması
gerekir. Kötü bir tasarımı taklit edemezsiniz. Zaten bozuktur çalışmaz.
Ancak kusursuz olan, mükemmel tasarımlar taklit edilebilir.
Bir şahini taklit ederek savaş uçağı ürettiğinizde, “bakın
laboratuarda şahin yaptım” diyemezsiniz. Şahin’inden esinlenerek, onu
kendime model alarak “uçak yaptım” diyebilirsiniz. Bu durum da tamamen
aynıdır. Üretilen şey, DNA gibi organik bir yapı değil; DNA’yı taklit
eden sentetik bir yapıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder